Makaleler

Konkordato Mühleti ve Müstakbel Alacağın Devri

Aralık 2020, ERDEMİR&ÖZMEN AVUKATLIK ORTAKLIĞI

Konkordato Mühleti ve Müstakbel Alacağın Devri

Son günlerde tekrar gündemdeki konulardan biri olan konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan gerçek veya tüzel kişinin, vade verilmesi veya indirim yapılması suretiyle borçlarını ödeyebilmek ve/veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için kullanabileceği bir yöntemdir.

 

İşte bu amaca hizmet edebilmesi için; konkordato talebinde bulunan borçlu hakkında, kanun tarafından öngörülen belgelerin mahkemeye sunulması şartıyla geçici mühlet ve daha sonra yine şartları oluşması halinde kesin mühlet kararı verilmektedir. Geçici ve kesin mühlet sürecinde, borçlular, alacaklılar ve sözleşmeler bakımından kanunun öngördüğü ve aşağıda belirtilen tedbirler uygulamaya geçer ve işbu tedbir hükümleri uyarınca bazı işlemlerin hüküm ve sonuçları değişir.


İşbu Bilgi Notu ile, konkordato talebinde bulunan gerçek veya tüzel kişiler tarafından müstakbel alacakların devredilmesi ve bu işlemin hüküm ve sonuçları değerlendirilmiştir.

I. Konkordato Mühleti ve Sonuçları

Konkordatoda kurumundaki amaç; mali durumu kötüye giden borçlunun, İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan koruyucu hükümler aracılığıyla ekonomik olarak iyileşmesini sağlamak ve eş zamanlı olarak alacaklıların alacaklarına kavuşma olanağı yaratmaktır.

Borçluya konkordato mühleti verilmesi, 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklere göre alacaklı bakımından önemli bir takım sonuçlar doğurmaktadır. Bunlardan en önemlisi;

Ø Borçluya karşı kural olarak takip yapılamaması (İİK m. 294/I)

Ø Derdest takiplerin durmasıdır. (İİK m. 294/I)

Bunun yanı sıra konkordato mühleti boyunca alacaklılar bakımından;

 

Ø Zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez. (İİK m. 294/I)

 

Ø Rehinli alacaklılar dışında kalan alacaklar için faiz işlemesi durur. (İİK m. 294/III)

 

Ø İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları işlemez. (İİK m. 294/I)

 

Ø Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. (İİK m. 294/VII)

 

Sözleşmeler bakımından ise;

Ø Sözleşmenin taraflarından birinin konkordato ilan etmesi, diğer tarafa sözleşmeyi bu sebeple fesih hakkı vermez. (İİK m. 296/I)

Ø Süreklilik arz eden borç ilişkilerinde, ilgili sözleşmenin devamının konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyeceği anlaşılıyorsa sözleşme, konkordato talep eden tarafından fesih edilebilmektedir. (İİK m. 294/II)

Nihayet konkordato mühletinin borçlular bakımından sonuçları;

Ø Mahkeme tarafından aksine karar verilmedikçe, konkordato talebinde bulunan, komiserin denetimi ile işlerine devam edebilir. (İİK m. 297/I)

Ø Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz. (İİK m. 297/II)

Ø Taşınmaz ve işletmesini kısmen dahi olsa devredemez, üzerindeki haklarını kısıtlayamaz. (İİK m. 297/II)

Ø İvazsız tasarruflarda bulunamaz. (İİK m. 297/II)

II. Konkordato Öncesi Müstakbel Alacağın Devri

Konkordato mühletinin borçlular, alacaklılar ve sözleşmeler bakımından sonuçları belirtilmiş olmakla; mühletin borçlular bakımından bir diğer sonucu da konkordato öncesi yapılan müstakbel alçağın devri sözleşmelerinin geçersiz olmasıdır.

28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı kanunla yapılan değişikliğe göre;

“Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.” (İİK m. 294/VII)

Örneğin; borçlunun bir ihaleden doğacak alacağını bir üçüncü kişiye devretmesi devir sonrası borçluya mühlet verilmesi ve işbu alacağın mühlet süreci içerisinde doğması halinde, alacağın devri sözleşmesi hükümsüz hale gelecek ve dolayısıyla alacağı devralan üçüncü kişi, borçlu ve ihale alacaklısının haklarına halef olamayacaktır.

Konkordato kurumunun amacına hizmet edebilmesi için kanun koyucu, konkordato talep eden borçlu ile 3. Kişiler arasında yapılan birtakım sözleşmelere kısıtlamalar getirmiştir. Bunlardan biri de; konkordato öncesi müstakbel alacağın devri sözleşmelerine ilişkindir. “Müstakbel alacak” deyiminden kasıt, henüz doğmamış olan ve fakat ileride doğacak olan alacaklardır. Düzenlemeye göre, konkordato talep eden borçlu konkordato öncesinde müstakbel alacağını devretmiş ise ve alacak konkordato mühleti içerisinde doğmuşsa, bu devir hükümsüz hale gelir. Üstelik alacağın hangi amaçla devredildiğinin de herhangi bir önemi yoktur. Zira hükmün amacı, borçlunun konkordato alacaklılarının müracaat edebileceği malvarlığını korumaktır.

Nitekim hükmün amacı 294. maddenin düzenlenme gerekçesinde,

“Maddeyle, kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları düzenlenmektedir. Bu sonuçlar, geçici mühlet bakımından da geçerlidir. Maddeyle, kesin mühlet içinde alacaklıların haklarında bazı sınırlamalar yapılmaktadır. Alacaklıların haklarında yapılan bu sınırlamaların temel nedeni, konkordato mühleti içinde borçlunun rahat hareket edebilmesi ve alacaklıların baskısı altında olmadan konkordato projesinin hayata geçirilebilmesi için faaliyetlerine devam edebilmesinin sağlanmasıdır”

şeklinde ifade edilmiştir.

Kanun gerekçesinde ayrıca; işbu hükmün amacına, tasarrufun iptali davası (İİK m. 277-284) ile de ulaşılabileceğini, ancak dava şartlarının her senaryoda gerçekleşmeyebileceği göz önünde bulundurularak böyle bir kuralın öngörüldüğü belirtilmiştir.

III. Devre Konu Alacağın Akıbeti

Borçluya verilen mühlet içerisinde doğan ve hükümsüz kalan alacak, artık alacak doğduğu an devredilen kişiye değil borçluya ait olacaktır. Bu durumda alacak, konkordatoya olumlu oy veren alacaklıların alacaklarının ödenmesine tahsis edilecektir. Buna karşılık, alacak, konkordato mühletinin verilmesinden sonra muaccel hale gelirse devir geçerliliğini koruyacaktır. O halde, müstakbel alacağın devrini konu alan sözleşmenin geçerli olup olmayacağı, konkordato mühletinin verildiği tarih ile alacağın doğum tarihinin karşılaştırılması suretiyle belirlenecektir.

Ancak konkordato mühleti içerisinde mühlet kaldırılır ise mühlet verilmeden taraflar arasında yapılan devir sözleşmesi alacaklılar bakımından tekrar geçerlilik kazanır. Konkordato mühleti verilen borçlu ile alacaklı devir sözleşmesine bir hüküm koymak suretiyle sözleşmenin, müstakbel alacağın, konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğması durumunda dahi geçerli olacağını kararlaştıramazlar. Zira İİK m. 294/VI hükmü emredici niteliktedir.  

Sonuç

Konun koyucu konkordato kurumunun düzenleniş amacına hizmet etmesi ve alacaklıların korunması amacıyla diğer kısıtlamaların yanında müstakbel alacakların devrine ilişkin sözleşmelere de bir takım sınırlamalar getirilmiştir. İİK m. 294, VI uyarınca konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise bu devir hükümsüzdür.

Hükümsüz hale gelen alacaklar bakımından ise yine aynı amaca bağlı olarak, alacağın, devredilen kişiye değil konkordato talebinde bulunan borçluya ait olacağı belirlenmiştir. Zira bu sayede borçlunun aktif malvarlığından kontrolsüz çıkışlar önlenecek ve bu durum, borçlunun mali durumunun iyileştirilmesi amacına hizmet edebilecektir.

Kaynakça

Akil, C. (2009) Konkordato Mühletinin Alacaklılar Bakımından Sonuçları, Türkiye Barolar Bilgisi Dergisi. sf. 247-249. Erişim Adresi http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2019-141-1833

Besen, M. Tat, O.(2009) Konkordato Sürecinde Mühlet, ASBÜ Hukuk Fakültesi Dergisi. sf. 384.

Uyar T. (2018) İstanbul Barosu Dergisi, (Cilt: 92, Sayı: sf. 64) Erişim Adresi https://www.istanbulbarosu.org.tr/files/yayinlar/dergi/doc/ibd20184.pdf

Benzer Makaleler

Aralık 2020 Avrupa Genel Veri Koruma Tüzüğü Ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Karşılaştırması
Aralık 2020 KVKK Kapsamında Aydınlatma Yükümlülüğünün Usul ve Esasları