Makaleler

Anonim Şirket Yönetim Kurulu’nun Kamu Borçlarından Sorumluluğu

Kasım 2020, Erdemir&Özmen Avukatlık Ortaklığı

Anonim Şirket Yönetim Kurulu’nun Kamu Borçlarından Sorumluluğu

 

Anonim şirket, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) 329uncu maddesine göre sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. Borçlarından sadece malvarlığıyla sorumlu olmasının istinası ise anonim şirketin kamu borçlarından doğan sorumluluğudur. Bu kapsamda anonim şirketlerin kanuni temsilcilerine rücu imkanı Türk mevzuatının çeşitli kanunlar ışığında incelenmesi gerekmektedir.

6138 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un (“6183 sayılı Kanun”) mükerrer 35inci maddesi, tüzel kişilerden kamu alacaklarının nasıl tahsil edileceğini düzenlenmiştir.

“Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.”

Bu kapsamda anonim şirketlerin kanuni temsilcilerinin kamu borçlarından sorumlu olduğu belirtilmiştir. TTK’nın 365ıncı madde uyarınca anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur bu sebeple de kanuni temsilcisi sıfatına haizdir. Dolayısıyla 6183 sayılı Kanun kapsamında tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi malvarlıklarından Kanun hükümlerine göre tahsil edilecektir.

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (“VUK”) Kanuni Temsilcinin Ödevi başlıklı 10uncu maddesinde ise ödevler şu şekilde açıklanmıştır;

“Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmıyan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir.

Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanunî ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. Bu hüküm Türkiye’de bulunmayan mükelleflerin Türkiye’deki temsilcileri hakkında da uygulanır.”

Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, anonim şirketin ödenmeyen vergi borcundan dolayı sorumluluğu asli olup, vergi borcu için anonim şirketin kanuni temsilcisinin sorumluluğuna gidilebilmesi için şirket aleyhine takibin yapılmış ve takip neticesinde vergi alacağının tahsilinin imkansız hale gelmiş olması zorunludur. Dolayısıyla anonim şirket kanuni temsilcisinin, yani yönetim kurulunun, şirketin ödenmeyen vergi borcundan dolayı sorumluluğu bulunmakta olup, bu sorumluluk ikincil niteliktedir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (“5510 sayılı Kanun”) Primlerin Ödenmesi başlıklı 88inci maddesinin 21inci fıkrası

“Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanun'da belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile Kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.”

hükmüne haizdir. Bu minvalde anonim şirketlerde haklı bir sebep olmaksızın vadesinde ödenmeyen Sosyal Güvenlik Kurumu (“SGK”) borçlarından dolayı yönetim kurulu üyeleri feri olarak değil, işveren anonim şirket ile birlikte asli olarak sorumlu olacaklardır. Dolayısıyla da SGK, söz konusu alacakları için olarak anonim şirket aleyhine takip yapmak zorunda olmadan, direkt olarak yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna da gidebilecektir. Bu hükümden anlaşılan ise 6183 sayılı Kanun’un mükerrer madde 35’te öngörülen koşulun aranmadığı, bu konuda bir müstesnanın olduğudur.

Ancak istisnai olarak yönetim kurulu üyelerinden biri veya birkaçı şirket yönetiminde aktif olarak rol almıyorsa ve/veya imza yetkisine haiz değilse bu üyenin kamu borçlarından sorumluluğu doğmayacaktır. Ayrıca anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri, üyelikten ayrılsalar dahi, yönetim kurulu üyesi oldukları dönem içerisinde doğan kamu ve amme alacaklarından sorumlulukları devam edecektir.

Anayasa Mahkemesi, 19 Temmuz 2019 tarihinde 30836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 30 Mayıs 2019 tarih ve 2015/11192 başvuru numaralı kararında; SGK borçlarından, temsil yetkisini haiz olmayan yönetim kurulu üyelerinin anonim şirket tüzel kişiliği ile müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasıyla yönetim kurulu üyesinin mülkiyet hakkının ihlali edilmediğine karar vermiştir. Bu durum istisnanın müstesnasıdır.

Sonuç

Anonim şirketler için vergi borcu ve kamu borcu gibi alacakların öncelikle şirket sermayesinden tahsil edilmesi gerektiği; eğer yeterli gelmezse dönemin yönetim kurulu üyelerinden tahsili yoluna gidilmesi düzenlenmiş olup, SGK primi ve diğer alacakları bakımından ise direkt olarak şirket yönetim kurulu üyelerinden ve temsil yetkisi haiz olmayan yönetim kurulu üyelerinden tahsili yoluna gidilmesi mümkündür.


Benzer Makaleler

Kasım 2020 Limited Şirket Ortaklarının Amme Borçlarından Sorumluluğu
Eylül 2020 Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi Yönetmeliği